Human 17 Derneği Troya’nın yemeklerini sundu. Truva Oteli’nde gerçekleştirilen ‘Troya ve Gastronomi’ etkinliğinde, Troya’nın birbirinden farklı meze, tatlı ve yemekleri davetlilerin beğenisine sunulurken, Troya Ören Yeri Kazı Alanı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, Troya’nın yemek kültürü hakkında bilgilendirmede bulundu.
Human 17 Derneği tarafından Truva Otel’de düzenlenen ‘Troya ve Gastronomi’ etkinliğinde Troya döneminden esinlenilen birbirinden farklı meze, tatlı ve yemekler sunuldu. Troya döneminin yemek kültürünün tanıtıldığı etkinliğe, Troya Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Arslan, Human 17 Dernek Başkanı Dr. Naci Hasanefendi, Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, TURSAB Çanakkale Körfez BTK Başkanı Ahmet Çelik ile çok sayıda davetli katıldı. Etkinlik Troya’nın yemek kültürünün anlatıldığı konuşmalarla başladı. Açılış konuşmasını yapan Human 17 Dernek Başkanı Dr. Hasanefendi, Troya’nın yemek kültürünün önemine değinirken, Prof. Dr. Arslan, Troya’nın yemek kültürüne dair yapılan araştırmaları aktardı.
“Troya da farklı dönemlerde farklı kentlerde yetiştirilen hayvanlar, bitkiler var”
Konuşmasına Troya yılının çok verimli geçtiğini ifade eden Arslan; “Troya yılı için yapılan kalıcı projeler Çanakkale ve ülke turizminin yeni bir modeli olacak. Çanakkale deki herkes Troya’yı, Homeros’u ezberledi. Homeros’un Odesa Destanı ve İlyada destanı var. Burada anlatılan yemek kültürü ile ilgili pek çok veri var. Mitoloji ile arkeoloji arasında bir bağ kurmak gerekiyor. Biz yemek kültürü ya da yemek kültürünün temeli gibi bir şeyden bahsettiğimizde, İlyada’da anlatılanlardan mı, yoksa Troya’da yapılan araştırmalarla bizim elde ettiğimiz ürünlerden mi bahsettiğimizi anlıyoruz. Troya da farklı dönemlerde farklı kentlerde yetiştirilen hayvanlar, bitkiler var” dedi.
“Troya’da doğal çevrenin değiştiğini görüyoruz”
Son dönem kazılarında Troya’da hangi hayvanların ve bitkilerin yetiştirildiği hakkında bilgiler edinildiğini belirten Arslan; “Troya atı mitolojisi ile insanları büyülemeye devam ediyor. Bu mitoloji Roma döneminde de farklı alanlarda Avrupa kültür mirasının enderin köklerinden bir tanesine dönüşüyor. İlyada Destanı`nda farklı farklı noktaları var. Bunlar da Troya Müzesi’nde sergileniyor. Son dönem kazılarında arkeozoolojik ve arkeobotanik bizlere ‘hangi hayvanların ve hangi tür bitkilerin yetiştirildiğini’ anlatıyor. Troya’da doğal çevrenin değiştiğini görüyoruz. Doğal çevre değiştikçe hayvan ve bitki türlerinin de değiştiğini görüyoruz” dedi.
Etkinlik, konuşmaların ardından Troya Dönemine ait birbirinden farklı meze, tatlı ve yemeklerin tadılması ile son buldu. Yemekler, davetliler tarafından büyük beğeni topladı.