Dün başlayan Prof. Rüstem Aslan röportajı bugün de devam ediyor. Prof. Manfred Osman Korfmann’ın ardından, Troya’nın kazı başkanlığını üstlenen Rüstem Aslan’ın tarih, arkeoloji ve edebiyat meraklıları için yazdığı kitap ‘Yeni Başlayanlar İçin Troya’ çıktı. Tavsiye ederim. Gitmediyseniz de, en kısa zamanda Troya’yı gezmenizi dilerim. 2018 hem Troya Yılı hem de Troya Müzesi bu ay açılıyoooor. Sizi Rüstem Aslan’la başbaşa bırakıyorum…
‘Yeni Başlayanlar İçin Troya’ diye bir kitap yazma ihtiyacı nereden doğdu?
– Troya, anlaması kolay bir yer değil. Bu durum arkeologlar için bile geçerli. Bu kitap, uzmanlık alanı dışındaki kişilerin, bu tür beklentilerini karşılama amacına yönelik…
Peki bu kitap insanlara ne sunacak?
– 1988’de Prof. Dr. M. Osman Korfmann’ın başlattığı yeni dönem kazılarına kadar Troya’ya gelen ziyaretçi sayısı sadece 10 binlerdi. Bunun nedenleri arasında ören yerinin bakımsızlığı, bilgilendirmenin kötü olması, restorasyon ve koruma önlemlerinin yokluğu sayılabilir. Her alandaki Troya ilgisizliği, bu önemli yeri harabenin harabesine dönüştürmüştü. Korfmann, çalışmalarında, kazılara paralel olarak öncelikle ören yerinin bakımı için projeler geliştirmiş, ilk kez üç dilde açıklayıcı bilgi panoları yapmış ve bir ören yeri rehberi hazırlamıştı. Yeni kazı sonuçlarının sergiler, yayınlar, konferanslar, belgesel filmler aracılığıyla etkili bir şekilde uluslararası kamuoyuna duyurulması, ziyaretçi sayısının giderek artmasını sağladı. Özellikte Hollywood yapımı ‘Troy’ filmi sonrasında ziyaretçi sayısı yarım milyonu aştı! 2018’de ise Troya Müzesi’nin açılışıyla bu sayının 1 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Bu kitap da son 30 yıldaki kazı sonuçlarını, mitolojik ve tarihsel arka planıyla yorumlayarak sunuyor…
“Yeni başlayanlar için” ne demek? Troya’dan haberi olmayan kuşaklar mı var Türkiye’de?
– Sadece Troya değil. Anadolu kültür tarihinin en önemli yerleşimlerinden haberi olmayan bir kuşak maalesef söz konusu. Çanakkale’nin eğitimli kesiminde bile Troya’yı hiç ziyaret etmemiş çok insan var. Oysa Troya, Anadolu kültür tarihine açılan bir kapı. Bu kapıyı araladığınızda karşınıza başka başka destanlar, başka önemli yerler ve başka zengin kültürel miras çıkıyor…
20. YÜZYILIN HELEN’İ PRENSES DİANA
Troya Savaşı en temelde bir kadın meselesidir diyebilir miyiz?
– Öyle gibi gözükmekle birlikte nedeni, ticaret-iktidar savaşı ve yedeğinde aşk var.
Helen’i bugün birine benzetseniz kime benzetirsiniz?
– Her dönemin kendi Helen’i var. Bana göre 20. yüzyılın Helen’i Prenses Diana’dır! Görkemli bir hayat üzerinde yükselen aşk ve trajedi. Farklı kültürler arasında dolaşan ‘mitolojik bir güzellik’, açıklanamaz bir aura. İhanet, para ve güç arasında mekik dokuyan hayatlar. Ama arka planda günlük hayatın yürek yakan acıları…
DÜNYADA İLGİ BÜYÜK 10’A YAKIN TROYA BELGESELİ ÇEKİLDİ
Dünyada nasıl ilgi görüyor? Türkiye’deki ilgi ve bilgiyle kıyaslanırsanız ne dersiniz?
– Çok ilgi görüyor. Son iki yılda farklı ülkelerden gelen filmcilerin çektiği nerdeyse 10’a yakın Troya belgeseli var. Bu sene içinde de çekilecekler söz konusu. Tabii bir de BBC ortak yapımı olan, 8 bölümlük Troya efsanesini anlatan dizi şu an gösterimde. İki sezonu da 8 bölüm olarak Netflix için çekilecek bilgisi geldi. Konuyla ilgili yayınlanan kitapların da haddi hesabı yok…
MEGAN FOX’U O DOLAŞTIRDI!
Megan Fox da çok yakın zamanda bir belgesel çekimi için Troya’yı ziyaret edenler arasındaydı. Hatta kendisine de kazı alanını siz gezdirdiniz. Nasıl bir deneyim oldu sizin için?
– Yapımcı ve yönetmen Emre Şahin’nin çalışmaları sonuç verdi ve belgesel çekimleri gerçekleştirildi. Megan Fox, belgesel çekimi için Troya ve çevresini, Bozcaada’yı dolaştı. Tarihsel ve doğal zenginliklerden çok etkilendi. Aslında üzerine titrediği iki çocuğuna gösterdiği özen onu böyle bir belgesel projesine yönlendirmiş. Yani gençler ve çocuklara tarih ilgisini aşılamayı amaçlamış. Helen’den sonra Dünyanın en güzel kadını unvanını almış biriyle Troya’da dolaşmak benim için de çok özel bir andı. Umarım Türkiye’deki ünlü ve güzel starlar da bu tür kültürel sosyal projelerde yer alırlar. İsim vermek istemiyorum, ancak Çanakkale’ye yaz konserlerine gelip on dakikalık uzaklıktaki Troya’yı ziyaret etmeden Çanakkale’den ayrılan o kadar çok Türk starımız var ki…
Megan Fox yerine Meryl Streep’i gezdirmek ister miydiniz?
– Megan Fox ve Meryl Streep’i beraber dolaştırmak isterdim, tabii ki Türkan Şoray da yanlarında olsa hiç fena olmaz yani!
TROYA MÜZESİ NİHAYET AÇILIYOR!
Neler hissediyorsunuz Troya Müzesi için?
– Çok heyecanlıyız. Korfmann, 1988’de yeni dönem kazılarının daha ilk yıllarında Troya Müzesi fikrini ortaya attığında bu fikir Çanakkale için hayal ötesi bir projeydi! Troya Müzesi’nin gerçekleştirilmesi için her alanda büyük mücadele verdi. Arkeolojik anlamda Troya’nın bir Anadolu kenti ve kültürü olduğunu her alanda söyledi. Özellikle kendi üniversitesi ve diğer çevrelerden büyük saldırılara uğradı. Yıllarca bunlarla karşı mücadele etti. Ölümünün ana nedenlerinden bir tanesi de budur! Yani Korfmann, bir anlamda ‘kültürel-ideolojik’ bir cinayete kurban edildi. Vefatı sonrasında özel, resmi kişi ve kurumların bu alandaki çabası devam etti. İşte bu çabalar kısa bir süre önce sonuçlandı ve Troya Müzesi Projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirildi. Ziyaretçiler için sürprizlerin olduğu bir müze. Kısa sürede uluslararası ödüller alacağından eminim…